PENİS HASTALIKLARI VE CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARI
Cinsel istek(Libido) azalması neden olur? Ne yapmalıyım?
Cinsel istek(Libido) azalması hemen her erkeğin hayatının bir döneminde yaşadığı bir durum olarak göze çarpmakta. Birçok sebep arasında ilk sırada olan ve en çok suçlanan ve bir çeşit makina yorgunluğuna sebep olan yaşlanma ve buna bağlı etkilerdir. Geçici ve kısa sürede görülen libido azalması ile bana başvuran hastaları takip ederim, başlangıçta herhangi bir tedavi ihtiyacı uygulamam. Fakat süre uzarsa mutlaka ayrıntılı bir inceleme ve genel sağlık kontrolü yaparım.
Cinsel istek, testosteron hormonu seviyesine bağlı olmakla beraber, kontrol beyindeki üst bölgeler tarafından yapılır. Buna bağlı olarak beynimizi olumsuz etkileyen psikolojik stres cinsel isteğimizi kontrol eden beyindeki merkezleri etkileyerek libidomuzu düşürebilir.
Cinsel isteksizliği olan kişi zaman zaman da olsa ilişkiye girebilecek kadar ereksiyon oluyorsa ve meni miktarı normalse genelde psikolojik veya partner problemi düşünürüm. Hemen arkasından da diyabet, damar sertliği ve yüksek kolesterol gibi genel sağlık problemlerini araştırırım.
Cinsel istekte azalma sebepleri ne olabilir?
Psikolojik faktörler, partner ile problem ve diğerleri… Hepinizin sebepleri görüp aklınızda bulunması için tam listeyi aşağıya bırakıyorum:
Cinsel istek azalmasının sebepleri:
i. Sigara ve alkol
ii. Stres
iii. Depresyon
iv. Anksiyete
v. Uyku problemleri ve az uyuma
vi. Dengesiz beslenme
vii. Fiziksel düşkünlük ve hareket eksikliği
viii. Düşük testesteron ve hormon problemleri
ix. Kronik hastalıklar(Diabet, Kalp damar rahatsızlıkları, Gut, Hipertansiyon vb)
Bazı hastalarda tüm bu sebeplerden birkaçı kombine olarak görülebilir. Bu nedenle hastanın çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Tabii tek başına en sık görülen sebep genelde düşük testosteron seviyeleridir. Tedavide sebep neyse onu düzeltmeye yönelik tedbirler alırım!
İmpotans (iktidarsızlık) nedir? Neden görülür?
İmpotans yani iktidarsızlık, dünyada kabul edilmiş ortak bir tanımı olmasına rağmen halk arasında sıklıkla yanlış veya eksik bilinen bir kavram. Global bir tanım olarak impotans yani iktidarsızlık, ereksiyon kaybı ile karakterize ve cinsel birleşme başlatmaya ve/veya sürdürmeye yeterli olacak penis ereksiyonu olmaması olarak tarif edilir.
Organik mi? Psikolojik mi?
Bir kişi iktidarsızlık veya ereksiyon problemi ile muayenehaneme gelince ilk önce iki ana durumu ayırt etmek isterim. Ereksiyon kaybında organik bir sebep var mı? Yok mu? Eğer organik bir sebep tespit edemezsem, sonra işin psikolojik ve sosyal altyapısını çözmeye çalışırım.
Psikolojik iktidarsızlık, yeni evlenenlerde sıklıkla gözlenir ve geçicidir. Ani yaşanan stres ve psikolojik problemler, partner kaybı, boşanma gibi durumlarda da ortaya çıkabilir.
İktidarsızlık(İmpotans) partnere ve sosyal durumlara göre değişiklik de gösterebilir. En sık gördüğüm örnek bir partnerle ereksiyon sorunu yaşamazken diğer bir partnerle problem olmasıdır. Bu durumda hastama, kendiliğinden olan sabah ereksiyonlarını ve mastürbasyon ile olan ereksiyonu sorarım. Bu durumlarda ereksiyon olması bana iktidarsızlığın psikolojik kaynaklı olduğunu düşündürür. Ereksiyon kaybı genç erkeklerde (45 yaş altı) genelde psikojenik kaynaklı iken, daha ileri yaşlarda damarsal problemler ve sistemik hastalıklara bağlı olmakta.
Penis problem yaşıyorsa kalp de problem yaşar!
3 sene önce bana başvuran 60 yaşında bir hastamın hikayesini tabii ki isim vermeden paylaşmak isterim. Bana eşinin zorlaması ile başvurduğunda “Daha önce hiç doktora gittniz mi” diye sorduğumda “Hiç doktora gitmem, çok sağlıklıyım, hiç şikayetim yok” demişti. Bana geliş sebebi ise yaşadığı ereksiyon problemi nedeni ile eşinin endişe etmesi ve başka bir problem de olabileceği şüphesi idi. Hanımefendi aslında endişesinde haklıydı. Zaten kadınlar sağlık konusunda biz erkeklerden çok daha rasyonel ve mantıklı hareket ederler! Zira bu hastamızda da ayrıntılı muayene ve tetkikler sonrası ereksiyon probleminin çok daha genel bir sorunun bir yansıması olduğunu saptadım. Damar sertliği!
Damar sertliği gibi hastalıklar ereksiyon problemi yaşayan hastalarda sıklıkla ve %40-50 oranında görülür ve kalp hastalıkları belirti vermeden ereksiyon problemi ortaya çıkabilir. Mikro damar içeren penis, kalp, göz ve böbrek gibi organlar damar sertliği (Ateroskleroz) hastalığında ilk önce etkilenir. Hastamızı hemen kalp bölümüne sevk ettim. Ve çıkan sonuç karşısında hastamız şok oldu. Ciddi bir kalp damar tıkanıklığı vardı ve hemen anjiyo olmazsa her an enfaktüs geçirip hayatını kaybedebilirdi. Tabii gerekli müdahale ile kalbine stentler takıldı. Bir kaç hafta sonra hastam beni ofisimde ziyarete geldiğinde hem hasta sağlığına kavuştu için mutluydu hem de ben hastamın hayatına dokunabildiğim için mutluydum. İşte bu gibi durumlar için doktor olmamış mıydım zaten! Hastanın ereksiyon ile ilgili durumunu ise kalp doktoru ile ortak bir program dahilinde düzelttik. Şu anda hastamın her açıdan sağlıklı ve mutlu!
Ereksiyon bozukluğuna yol açan problemler
A- Damarsal problemler
1- Ateroskleroz (damar sertliği)
2- Diyabet
3- Kolesterol yüksekliği
4- Sigara
5- Pelvik veya Retroperitoneal cerrahi/radyoterapi sonrası
B- Nörolojik problemler
Sinir Sistemi
i. Tümör
ii. Omurilik travma yada hastalığı
iii. İnme
iv. Dejeneratif hastalıklar (MS, Parkinson,vb.)
v. Sinir hasarı ile giden hastalıklar(polinöropati)
C- Anatomik/Yapısal Mikropenis ve Peyronie hastalığı vb
D- Hormonal problemler testosteron, tiroid vb.
E- Travma
1- Pelvik, kalça kemik kırığı
2- Penis kırılması
F- İlaç Kullanımı Antidepresan ve psikiyatrik ilaçlar, Hipertansiyon ilaçları, Hormon ilaçları, Alkol ve madde kullanımı
G- Psikoloji
1- Genel Tip (uyarılma bozukluğu, seksüel mahremiyet hastalığı)
2- Durumsal Tip (partner ile veya performans ile, yada stres ile ilişkili…)
Bu ilaçları sürekli kullanıyorsanız! Ereksiyon problemi yaşayabilirsiniz! Doktorunuza acilen danışınız!
Yaşlısı, genci hangi yaştan olursa olsun, ereksiyon problemi ile gelen hastalarımda ilk sorduğum sorulardan biri “Hangi ilaçları kullanıyorsunuz?” olur. Bazen sadece ilaçları keserek veya başka grup ilaç ile değiştirerek bile tedavi mümkün olur. Hastalarım bu kadar kolaylıkla tekrar normal cinsel hayatlarına kavuşunca çok şaşırırlar. Ama aslında bazen hayat bu kadar basittir! Lütfen ihmal etmeyin! Aşağıda cinsel fonksiyonlarınızı bozabilecek ilaç gruplarını sıraladım! Vakit ayırıp göz atmanız faydalı olabilir! Tabii doktorunuza danışınız her grup ilaç aynı olmaz!
· İdrar söktürücüler
· Bazı Prostat ilaçları
· Hipertansiyon ve kalp ilaçları ilaçlarından bazıları
· Sakinleştiriciler, antidepresanlar ve antipsikotikler gibi psikolojik tedavide kullanılan bazı ilaçlar:
· Bazı mide koruyucu ilaçlar
· Östrojen ve kortizon vb. Hormon ilaçları
· Kemoterapi ilaçları
· Bazı ağrı kesiciler
Ereksiyon azaldı. Ne anlama gelir? Ne yapmalıyım?
Bu durum başka ciddi bir hastalığın göstergesi olabilir! İhmal edilmez!
Özellikle 50 yaş üstü olan ve muayenehaneme ereksiyon problemi ile başvuran 3 hastadan birinde ciddi kalp damar problemleri ve buna bağlı ciddi sistemik hastalıklar bulunur! Çok sayıda hastamda sinsi ve belirti vermemiş kalp damar tıkanıklığını fark etmiş ve ihtimal kalp krizi ve ölümcül durumları önlemiş olabilirim. Nasıl mı? Çok basit bir yöntemle! Ereksiyon problemi ile gelen hastalarımı kalp doktorumuz ile beraber değerlendirerek! Aslında bu durumu anlamak çok da zor değil. Neden mi? Çünkü hem penis hem kalp mikrodamar sistemi ile çalışır. Peniste damar tıkanıklığı mikrodamarları tıkarsa kalptekileri de tıkaması normal ve anlaşılır bir mekanizma aslında. Peki ereksiyon probleminin sadece penis ile ilgili mi olduğun veya altta yatan ve araştırılması gereken ciddi bir problem olup olmadığını nasıl anlarız? Hastadaki risk faktörlerini sorgulayarak tabii ki.
Aşağıda sayacağım risk faktörleriniz varsa, ereksiyon problemi başladı ise bu durum ciddi bir kalp damar tıkanıklığının göstergesi olabilir! Acilen doktora başvurunuz!
· Uzun süreli sigara ve alkol kullanımı
· Diabet
· Yüksek kolesterol
· Yüksek tansiyon
· Obezite-Fazla kilo
· Düşük testosteron
Ereksiyon problemi yaşayan kişilere ve partnerlerine en önemli mesajım, ereksiyon probleminin sadece penis ile ilgili olmadığı çoğunlukla vücudun genel sağlığı ile ilgili yukarıda saydığım risk faktörlerinin sebep olduğu problemlerin yansıması olduğunu unutmamak gerektiğidir. Doğru kan testleri ve klinik değerlendirme ile bir çok kişide ereksiyon problemi tedavisi zor değildir.
Ereksiyon problemi tedavisi nasıl olmalı
Yaşam stili değişikliği ve risk faktörü düzenlemesi
Hastaya ve partnerine eğitim ve danışmanlık verilmesi
Mavi hap ve benzerleri(PDE5 İnhibitörleri)
İğne-enjeksiyon tedavileri
Şok dalga ve benzeri tedaviler(ESWT vb)
Ameliyat(Penis protez)
Ereksiyon probleminiz varsa vücudunuz size alarm veriyordur!
Ereksiyon probleminiz varsa vücudunuz size alarm veriyor olabilir ve vücudunuzda bir yerlerde bir problem aramak en doğru yaklaşım olacaktır. Bu durumda dönüp kendinize bakınız ve neleri yanlış yaptığınıza ve neleri düzeltmeniz gerektiğine karar verip bu risk faktörlerini düzeltmeniz gerekir Ya haddinden fazla kilo almışsınızdır ve insülin direnci gelişmiştir, ya da tansiyon veya kolesterolünüz yükselmiştir. Tedavide yaşam tarzı değişiklikleri ve risk faktörlerinin düzeltilmesi öncelikli olmalıdır. Sigara ve alkolü kesmekle başlayabiliriz öncelikle. Günde 10 bin adım düzenli olarak yürümek de damar sisteminize iyi gelecek, dolaşımı düzeltecek ve tansiyonu düzenleyecektir. Bu durum da penis giden kan akımını daha iyi bir seviyeye ulaştıracaktır.
Hormonal nedenli ereksiyon problemi
Kadınların birçoğunun başının belası hormonal problemler erkeklerde daha az sıklıkla görülür. Erkekte hormonal bozukluklar arasında testosteron hormonunun düşük olduğu durumlar en çok görülen hormonla bozukluklardandır. Çalışmalar gösteriyor ki 45 yaş üstündeki erkeklerin kanlarını alıp testosteron seviyelerine bakarsanız %40’ında düşük testosteron saptıyorsunuz! Neredeyse erkeklerin yarısı! Çok yüksek değil mi! Evet yüksek ama size iyi bir haberim var bu düşüklüğe rağmen ciddi ereksiyon problemi yaşayanların oranı çok daha gerilerde(%8-10) Bazen testosteron normalken vücuttaki diğer hormonlara (prolaktin, tiorid vs.) ait problemler cinsel fonksiyonları bozabilir. Bu durumda ek hormon tetkikleri isterim ve sonuçlara göre tedavi veririm.
Testosteron salgısında azalma ve sonuç olarak kanda testosteron eksikliği ya testisteki bir problemden ya da beyinde testisi kontrol eden üst mercilerdeki (beyinde hipofiz ve hipotalamus bölgeleri) bozukluklar neden ile olabilir ve bozukluğun nereden kaynaklandığını ayırt etmek tedaviyi yönlendirmek açısından belirleyicidir.
Belki bu yazıyı okurken testosteron düşük olma durumunun sadece cinsel fonksiyonu etkilediğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz! Testosteron azlığı gelişmesi sonucunda hayatın ilerleyen dönemlerinde kısırlık ve sperm azlığı, cinsel fonksiyon azalması, kas ve kemiklerde erime hatta osteoporoz ve yağ metabolizmasında bozulma ve sonuçta yağlanma ve hafızada azalma benzeri beyin fonksiyonlarında azalma görülebilir. Yani aslında testosteron eksikliği, kadını erkekten ayıran ve erkeği erkek yapan tüm özellikleri etkiler.
Erkeklerde testosteron tedavisi nasıl olmalı?
Andropoz her erkekte farklı yaşlarda ve uzunlukta süren dönemlerde olabilir. Bu nedenle erkeklerde testosteron yerine koyma tedavisi kadınlardan biraz daha geç keşfedilmiş ve halen bile bilinmeyenleri olan bir konudur. 1935’te kimyasal olarak testosteron üretimi mümkün olmuş ve yaşlanan erkeklerde oluşan problemleri geri döndürmek için testosteron tedavisi 1944 yılında ilk defa ortaya konmuştur.
2000li yıllarda bir çok çalışma ile standartları belirlenen andropozlu yaşlanan erkeklerde testosteron yerine koyma tedavisinin amaçlarını şöyle sıralayabilirim:
· Cinsel istekte normalleşme,
· Ereksiyon fonksiyonunda iyileşme,
· Kas gücünde artış,
· Santral yağlanmada(Göbek bölgesi) azalma,
· Kemik yoğunluğunda artış(osteoporozda azalma),
· Beyin ve hafıza (kognitif) fonksiyonlarında iyileşme,
· Fiziksel performansta iyileşme ve
· Hayat kalitesinde iyileşme sağlamak
Testosteron tedavisi ağızdan hap olarak, cilt üstüne jel olarak veya kas içine yapılan iğne olarak uygulanabilir. Hafif orta dereceli testosteron yetmezliklerinde cilde jel uygulama yeterli iken, şiddetli yetersizlikte kas içine enjeksiyon testosteron tedavisini daha çok tercih etmekteyim. Prostat kanseri öyküsü veya riski olan ve idrar ile ilgili prostat benzeri şikayetleri olanlarda testosteron tedavisi hastalıkları artırabileceğinden önerilmez. Doktorunuza danışmanızı öneririm! Ayrıca kalp damar sisteminde sorununuz varsa ve ciddi hipertansiyon varsa testosteron tedavisi tartışmalıdır, mutlaka doktorunuz ile ayrıntılı konuşunuz!
Kas içine yapılan iğne formundaki uzun etkili testosteron tedavileri uyku apnesi olanlarda kullanılmaz. Testosteron tedavisi alıyorsanız doktorunuzun aksine bir yönlendirmesi yoksa mutlaka 3 ila 6 ay aralıklarla kontrollerinizin yapılmasını öneririm. Zira kontrolsüz alınan testosteron hormon seviyelerini yükseltmek yerine tam tersi etki yapabilir ve testosteron seviyelerini düşürebilir ve ereksiyon probleminim tedavi edelim derken sorunu derinleştirebilir. kaş yapalım derken göz çıkarabiliriz
Ereksiyon hapları nasıl etki eder? Hapı yutar yutmaz ereksiyon olur mu?
Ereksiyon probleminde 2021 itibarı ile tıbbi tedavide ilk seçenek ağızdan alınan bu tür haplar olmalıdır. Bu ilaçlar (mavi ilaç ve diğerleri) penis damarlarını açarak içine kan dolmasını ve bu sayede ereksiyon kalitesini artırmayı hedefler. Bu haplar damarları nasıl açar? Damar çeperlerinde bulunan Fosfodiesteraz tip 5(PDE5) dediğimiz bir kapıyı(reseptör) kapatarak düz kas hücrelerini gevşetir ve bu sayede penis içindeki damarlarda genişleme yapar. Tabii bu etkinin başlaması için, cinsel aktivitenin başlaması veya en azından zihinde oluşması gerekir. Cinsel uyarılma olmadan bu grup ilaç durduk yere ereksiyon yapmaz. Korkmayın ilacı alınca tüm gün ereksiyon ile dolaşmazsınız! Bu ilaçlar cinsel uyarı ile ortaya çıkan maddeler (nitrik oksit) varlığında etki göstermeye başlar yoksa pasif durumda kalır.
İlaçlar nasıl kullanılmalı? İlacı içtiğimde ereksiyon hemen başlar mı?
Her ilaç herkeste kullanılabilir mi?
Bu haplardan ideal seviyede fayda sağlamak için mutlaka cinsel uyarılma olmalıdır. Cinsel uyarılma olmazsa kendiliğinden etki gösterip durduk yerde ereksiyon yapmazlar. Bir cinsel uyarılma ve sonrasında cinsel birliktelik başladığında ereksiyon oluşacaktır. İlaçlar genelde günün her saati alınabilir fakat emilimi olumsuz etkilememesi için dolu mide tercih edilmez. Portakal, limon ve greyfurt suyu içerseniz bu içecekler karaciğer enzimlerini meşgul edip ilacın vücuttan atılımını geciktirir ve bu sayede daha uzun süre etkisi devam eder. Ama dikkat özellikle karaciğer probleminiz varsa yan etki gösterebilir.
Ereksiyon hapları ciddi kalp ve hipertansiyon hastalarında kullanılmamalıdır. Kalp hastalığı ve tansiyon hafif-orta derecede ise kalp doktorundan izin alınarak kullanılabilir. Dil altı kalp ilaçları ile etkileşime girecekleri için beraber alınamamalıdır. İyi huylu prostat büyümesi ilaçları(alfa blokör ilaçlar) alanlar dikkatli olmalı. Ereksiyon için kullanılan mavi hap ve benzeri hapları (PDE5 inhibitörleri) düşük doz almalı ve prostat ilacından en az 4 saat sonra almalılar. Bazı ilaçlar birlikte kullanımı önerilmez. Mesela Alfa-bloker ile vardenafil etken maddeli ereksiyon ilacı ile kullanımı önerilmemektedir. Tadalafil etken maddeli hap, tamsulosin etken maddeli dışındaki prostat büyümesi ilacı (alfa-blokerleri) alan hastalarda alınması sakıncalıdır. Gördüğünüz gibi her ilaç her hastada kullanılamaz ve çok ciddi problemler ile karşılaşabilirsiniz. Sonuç olarak kafanıza göre eczaneye gidip veya internetten sipariş verip ereksiyon hapı alırsanız yüksek ihtimal ciddi bir problem yaşarsınız hatta bu sorunlar geri dönüşsüz olabilir. Mutlaka doktorunuza danışınız.
Mavi hapın yeni yeni kullanıldığı, rakibinin olmadığı ve olur olmaz herkesin kullandığı ilk yıllardı. O zaman 38 yaşında olan bir arkadaşım aradı ve ciddi cinsel fonksiyon eksikliği olduğunu söyledi. Yaptığımız tetkikler sonucunda mavi hap- sidenafil 100 mg almasının uygun olduğuna karar verdik. Mavi hap ilaç özelliği gereği ilişkiden bir süre önce(1-2 saat) alınması gerekiyordu ve etkisi 6 saat kadar bekleniyordu. Ertesi gün sabah telaşla arkadaşım aradı ve ilacı aldıktan 3-4 saat sonra gecenin ilerleyen saatlerinde her şeyi mavi renkte gördüğünü ve insanları da mavi gördüğünü söyledi. Adeta meşhur çizgi filmde olduğu gibi “Şirinler” dünyasına girmişti. Tabii bu durum o kadar da sempatik değildi. Zira nadir de olsa mavi hap görme problemleri yaratabilir ve hatta her şeyi mavi görme etkisi oluşturabilirdi. Arkadaşımın yapılan göz muayenesi normaldi ve kısa sürede bu yan etki geçmişti. Ama öylesine bir psikolojik etki yaratmıştı ki uzun süre bu ilaçları alamayacağına emindim!
Peki cinsel performans haplarının yan etkileri nelerdir? Sizler için en sık görülen yan etkileri sıralayım:
- Başağrısı (%7-16),
· Mide Ekşimesi(Dispepsi) (%4-10),
· Sıcak Basması (%4-10),
· Kas Ağrısı, Sırt Ağrısı (%0-3),
· Burun Tıkanıklığı (%3-4) Ve
· Görme Rahatsızlığı (%0-3) olarak sıralanabilir.
Sildenafil ve vardenafil alanlarda sıcak basması ile yeşil-mavi görme gibi yan etkiler daha fazla görülürken, tadalafil ile sırt ağrısı/myalji görülebilir. Bu yan etkiler zaman içinde azalırken yan etki nedeni ile tedaviyi bırakma oranları çok düşüktür.Ereksiyon hapı alanlar kalp krizi geçiriyor (mu)?
Eminim hepiniz duymuşsunuzdur. Özellikle medyatik ve ünlü kişilerin kalp krizi geçirmeleri ve ölümlerinin ereksiyon hapından dolayı olduğu konuşulur sıklıkla. Gerçekten de bu haplar kalp krizi geçirip ölüme sebep olabilir mi?
Bunu iki ayrı hasta grubu için farklı anlatmama gerekir:
1. Daha önce hiç kalp rahatsızlığı olmayan erkeklerde böyle bir risk yoktur. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu grup hastada ilaçlar kalp krizi riskini artırmıyor.
2. Son 1 yılda kalp krizi(enfarktüs), ciddi hipertansiyon atağı veya kalp ritim problemi geçirenlerde ve ciddi göz problemi(retinitis pigmentosa) ve ciddi karaciğer yetmezliği yaşayan erkeklerde bu ilaçların kullanılması risk yaratabilir.
Devamlı ilaç kullanımını kimlerde öneriyorum? Zararı olur mu?
2008 de uzun etkili ilaçların çıkması sürekli ilaç kullanımını gündeme getirmiştir. Bu sayede “ihtiyaç halinde” kullanımın stresinden kurtulmak mümkün olmuştur. Sürekli düşük doz ve günlük ilaç (tadalafil) kullanımı, planlı cinsel aktiviteden ziyade spontan cinsel aktiviteyi veya sık cinsel aktiviteyi tercih eden kişiler için ihtiyaç halinde kullanılan tedaviye alternatif olmuştur. Yıllar içinde yapılan çalışmalarda yan etki profili de iyi olarak tespit edilince, “sürekli kullanım” benim de hastalarımda en sık tercih ettiğim kullanım şekli olmakta. Bu kullanım şekli ile zamanlama endişesi ortadan kalkmakta ve psikolojik baskı olmamaktadır.
Penis rehabilitasyonu nedir?
Sürekli düşük doz ve uzun etkili ereksiyon artırıcı ilaç kullanımı bir çok hasta grubu için araştırılmış ve zamanla “penis rehabilitasyonu” olarak tanımlanmıştır. Bunun sebebi uzun süre ve sürekli kullanılan tadalafil etken maddeli ilacın penis damar fonksiyonunda (endotel fonksiyonu) olumlu ve kalıcı etki yaptığının ispat edilmesi idi. “İhtiyaç halinde” kullanım şeklinin böyle bir kalıcı etkisi bulunamamıştı. Ben özellikle prostat kanseri nedeni ile ameliyat olmuş ve sonrasında problem yaşayan hastalarda, diabete bağlı ereksiyon kaybı yaşayanlarda ve nörolojik problem nedeni ile ereksiyon kaybı yaşayan hastalarımda uzun süreli(birkaç yıl) “penis rehabilitasyonu” yapıyorum. Penis rehabilitasyonu prostat hastalarında bir taşla iki kuş vurmak” gibi bir etki yaratarak hem ereksiyonu düzeltmekte hem de idrar problemlerine iyi gelmektedir.
GENİTAL SİĞİLLER
Cinsel organ etrafında oluşan (Genital) siğil çıktı ne yapmalıyım?
Bu konu ile ilgili sıklıkla hasta gören biri olarak şunu kesinlikle belirtmeliyim ki, genital bölgede sonradan çıkan her siğil, kabarıklık şüpheli olarak düşünülmeli ve zaman geçirmeden işin uzmanı bir hekime gösterilmelidir. Basit bir deri katlantısı olabileceği gibi kansere sebep olabilen ciddi bir lezyon da olabilir. Lütfen internet üstünden veya el yordamı ile bir tanıdıktan alacağınız krem ve ilaçlar ile tedavi etmeye çalışmayınız. İleride çok daha problemli ve hatta çözümsüz durumlarda kalabilirsiniz!
Erkekler iyi bir haberim var! Eşinizin hayatını kurtarabilirsiniz!
Erkekler iyi bir haberim var! Sadece bana muayeneye gelerek eşinizin veya sevgilinizin hayatını kurtarabilirsiniz! Nasıl mı? Çok kolay; kendinizde genital siğil fark ederseniz acilen gelip tedavi olmanız yeterli!
Genital siğiller kadınlarda vajina içinde olduğundan fark edilmesi neredeyse imkansızdır ve sessizce yıllarca kalıp rahim ağzı kanseri yapabilir. Erkeklerde ise kadınların tam tersine genital siğiller kolaylıkla görünür ve kendi kendine düzenli basit bir genital organ muayenesi yeterli olacaktır.
Erkekteki siğiller çok küçük, şüpheli hatta milimetrik boyutta bile olsa partneri korumak adına hemen tedavi yaparız çünkü uzun dönemde kadınlarda rahim ağzı kanserine sebep olabilir.
HPV nedeni ile olan siğil nasıl tanı konulur? Kanser yapar mı? Evet
Bir kişi ofisime siğil nedeni ile geldiğinde sadece muayene ile HPV sebebi ile mi oluştuğunu çok yüksek oranda anlamam mümkün. Kesin tanı için patolojik tanı gerekir tabii ki ama görünüş yüzde 90 ihtimal ile bir ön tanı koymamı sağlar.
Bende görünen bir sigil yok deyip rahatlamayın!
HPV virüsü her iki cinsiyette de görülebilir ve kişiden kişiye cinsel temasla bulaşır. Kondomun örtmediği genital bölgedeki deri temasıyla da HPV bulaşabilir. Genital siğiller gözle görünür boyuta gelmemiş erken safhada bile virüsün bulaşması mümkün! Hatta HPV mikroskopik ve gözle görünmeyen bir şekilde bulaştıktan sonra uzun yıllar vücudunuzda sizinle beraber sessiz yaşayabilir ve bulaşıcı olabilir. Bu nedenle özellikle kadınlara sesleniyorum! Eşinizde veya partnerinizde siğil varsa hemen kontrole gidiniz ve test yaptırınız. Yoksa taşıyıcı olabilirsiniz ve kısır bir döngü ile problemler yaşarsınız hatta Rahim ağzı kanseri bile yaşayabilirsiniz! HPV taşıyan gebelerde, doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir.
ABD verilerine göre cinsel açıdan aktif erkeklerin yaklaşık yüzde 1’inde genital siğil oluşabiliyor. ABD’de her yıl yaklaşık:
400 erkekte HPV ilişkili penis kanseri
1500 erkekte HPV ilişkili anüs kanseri
5600 erkekte HPV ilişkili ağı içi ve boğaz bölgesinde kanserler görülüyor. Erkeklerle ilişkide bulunan erkeklerde anüs kanseri görülme olasılığı, sadece kadınlarla ilişkide bulunan erkeklerden 17 kat daha fazla saptanmış. Zayıf bağışıklık sistemleri olan erkeklerde, örneğin HIV(AİDS virüsü) taşıyanlarda anüs kanseri gelişme olasılığı diğer erkeklere göre daha yüksek. Ayrıca HIV taşıyan erkeklerde genital siğil hastalığı daha şiddetli seyrediyor ve tedavisi de daha zor oluyor.
Erkekler için HPV testi var mı?
Muayenehaneme gelen hastaların sıklıkla sordukları bir sorudur bu. Eşinde veya partnerinde HPV tespit edilmiş ama kendisinde belirti yoksa tarama amaçlı test yaptırmaya gelenler özellikle merak ederler bu durumu.
Günümüzde, erkeklerde HPV’nin varlığını gösterebilecek bir tarama testi bulunmuyor. Piyasada yapılan sürüntü testlerinin duyarlılığı erkeklerde hastada gözle görülen bir siğil yoksa çok düşük ve önerilmez. HPV ilişkili kanserler ya da genital siğiller için onaylanan HPV saptama testleri kadınlarda kullanılırken, erkeklerde tarama amaçlı olarak henüz mevcut değil. Genital siğil tanısı kişinin lezyonu görmesi ve şüphelenmesi sonrası doktor olarak bize gelmesi ve sonrasındaki muayene ve cerrahi olarak çıkarılması sonrası patolojik inceleme ile ideal olarak yapılır.
Genital siğil tedavisi acil midir?
Muayenehaneme gelen erkek hastalarda genital siğil gördüğümde şöyle söylerim:
“Siğili vakit geçirmeden alalım!” Acil olup olmadığını soran hastama şöyle anlatırım:
“Genital siğilin tedavisi acildir. Sebebi ise hem organik, hem de psikososyal durumlar içerir. Genital siğil erkekte nadir de olsa kansere sebep olabilir ama daha da önemlisi kadınlarda çok daha yüksek oranda özellikle rahim ağzı kanserine sebep olabilir. Bu vicdanı sorumluluğu almak ister misiniz?” diye sorarım. Hastalarımın çok azı bu konuşmadan sonra tedavisi çok basit olan genital siğilleri ile evlerine dönerler, ki doğrusu da budur!
HPV Aşısı yapılmalı mı? Kimlere yapılmalı?
HPV sebebi ile özellikle kadınlarda kanser riski çok yüksek olduğundan aşı ile önlemek çok mantıklıdır. HPV aşısı cinsel yaşam başlamadan önce uygulandığında etkinliği yükseldiği için 9-10 yaşından sonra kız ve erkek çocuklarına önerilir ama gecikmişse ileride erişkin kadın ve erkeklere de önerilmektedir. HPV aşısı en sık rastlanan 4 HPV tipinden koruyor. Aşı yeni HPV bulaşmalarına karşı korur ama mevcut aktif HPV enfeksiyonunu ve genital siğilleri tedavi etmez.
HPV aşısı yüksek oranda etkili ve güvenli ve de, ciddi bir yan etkisi bulunmuyor. Güncel veriler , erkekleri genital siğiller ve anüs kanserinden koruyabildiğini gösteriyor. Günümüzde, erkekleri diğer HPV ilişkili kanserlerden (penis, ağız içi ve boğaz kanserleri) de koruyabilme potansiyeli olduğu düşünülüyor ama, henüz bunu kanıtlayan bilimsel çalışma bulunmuyor.
PENİS UCUNDAN (ÜRETRAL) AKINTIM VAR, NE YAPMALIYIM?
Erkeklerin karanlık dünyasına hoş geldiniz! Bir erkek için en sevimsiz durumlardan biridir penis ucundan gelen akıntı. Çoğu kişi bunun bir cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğunu bilir ama hemen doktora gitmeyi ihmal eder. Bir nevi inkar süreci yaşar. Bana geç başvuran hastalarımdan “Aslında üşüttüm, geçer diye bekledim”, “Geçen gün ilişki sırasında zorlamıştım”, “Pis bir tuvalet kullanmıştım” gibi argümanları muayenehanemde çok sık duymuşumdur.
Tabii ki gerçekte, penis ucundan akıntı gelmesi cinsel yolla bulaşan hastalıkların en sık görülen bulgusu. Halk arasında bel soğukluğu olarak bilinen tıp dilinde üretrit (üretra-idrar yolu iltihabı) olarak tanımlan bu hastalık cinsel yolla bulaşan mikropların yarattığı bir enfeksiyonu tanımlar. Akıntı şeffaf ve renksiz olabileceği gibi sarı bir koyu kıvamlı bir sıvı şeklinde de olabilir. Akıntısı olan bir kişinin aynı zamanda peniste ağrı, sızlama, idrar ile ilgili problemler(yanma vb), testislere vuran ağrı ve ısı artışı, ve ilerleyen dönemde hastalığın vücuda yayılması ile kemik ve eklem ağrıları, gözde hassasiyet gibi şikayetler gelişebilir.
Penis ucundan akıntı acil bir durumdur! İhmal eden pişman olur!
Bu hastaların en sık yaptığı hata kendi tedavilerini evde buldukları ilaçlarla, bir arkadaşının daha önceki deneyimlerinden faydalanarak aldığı antibiyotiklerle veya eczaneden kendi temin ettikleri ilaçlarla yapmaya çalışmalarıdır. Bu kabul edilemez bir hatadır. Zira bu davranış şekli, hastaların bazen onarılmaz kötü sonuçlarla karşımıza gelmesine sebep olabilir. Penis ucundan akıntı gelen bir kişi acilen doktora başvurmalıdır.
Doktor başvurularında muayene ve penis ucundan(üretra) sürüntü ile örnek alınması çok önemlidir. Bu sonuçlar çıkana kadar hastaya ampirik antibiyotik tedavisi başlanır. Sürüntü sonuçlarının bir kaç gün içinde çıkması sonrası hangi tip bir mikrop ile hastalık geliştiği ve verilen antibiyotik tedavisinin uygunluğu tekrar değerlendirilmelidir. Gerekirse tedavi değiştirilebilir veya yeni ilaçlar eklenebilir. Hastanın eşi veya cinsel partneri mutlaka tedavi edilmelidir. Cinsel partner veya eş tedavi ihmal edilirse hastalığın tekrar etmesi ve kişinin eşine partnerine bulaşarak bir kısır döngü şeklinde tekrar tekrar ataklar şeklinde geri gelmesi kaçınılmazdır.
Penis ucundan akıntı gelmesi ile karakterize üretrit veya halk arasındaki adıyla “bel soğukluğu” tedavi edilmez veya yanlış ve eksik tedavi olursa ileride kronik prostatit gibi tedavisi çok daha güç ve bazen imkansız ve hastayı ciddi oranda etkileyen problemler yaratabilir.
Kan yoluyla saptanabilen ve özellikle cinsel yolla da bulaşabilen hepatit hastalığı çok önemli ve ihmal edildiğini sıklıkla gözlediğim bir hastalık. Şüpheli cinsel ilişkisi olan tüm erkekler hepatit B ve C testini yaptırmalıdır. Cinsel yolla bulaşabilen diğer bir hastalık ise HIV virüsünün sebep olduğu AIDS hastalığı. Tüm bu testlerin hangi durumlarda ve hangi zaman aralığında yapılması gerektiğini doktorunuza danışınız. Zira şüpheli ilişki sonrası bu testler hemen sonuç vermemekte bazı durumlarda haftalarca beklemek gerekmektedir. Bu bekleme sürecinde ne gibi tedbirler alınacağı ve partner ile ilişkinin nasıl olacağı gibi sorular doktor tarafından cevaplanmalıdır.
Cinsel organ etrafında oluşan (Genital) siğil nedir?
Erkek ve kadınlar için Dünya çapında ve sosyal olarak çok büyük bir problemden bahsedeceğim. Genital siğiller! Evlilikleri ve ilişkileri derinden sarsan etkileri olan bir sağlık problemi olduğunu söylemem yanlış olmaz. Zira genital siğiller, çoğunlukla cinsel ilişki bulaşırlar ve bu durum ilişkileri olumsuz etkileyen güven bunalımı yaratıp, şüpheleri gündeme getirir ve ayrılığa kadar giden sürecin başlangıcı olabilir. Bu nedenle doğru bilgilenme çok önemli! Tabii bir de siğillere sebep olan virüsün uzun dönemde kanser yapıcı etkisini de ayrı ve büyük bir sorun olarak hekimlik pratiğimde gözlemlediğimi belirtmeliyim.
Genital siğiller, penis, torbalar, kasık, bölgesi ve bacak arası veya anüste bir ya da daha çok sayda ortaya çıkabilir. Tek tek veya grup halinde, ciltten yüksek, yassı veya karnabahar biçimli olabilir. Genellikle acıma hissi yaratmaz. Siğili olan bir kişiyle cinsel temas sonrasında, haftalar ya da aylar içerisinde ortaya çıkabilir. Dikkat!
ERKEN BOŞALMA(PREMATUR EJEKULASYON) NEDİR?
Erken boşalma cinsel birleşme sırasında boşalmayı kontrol edememe ve orgazm olmadan önce kısa bir sürede boşalmayı temsil eder. Bu konu ile ilgili kariyerim boyunca bana en çok sorulan sorular “ ideal boşalma süresi kaç dakika olmalı?” ve “Boşalma süresi kaç dakikanın altında olursa erken boşalma denir?” olmuştur.
Erken boşalma tanımında literatürde en çok kullanılan zaman sınırı bir dakika altında olması olarak tarif edilir. Bazı kaynaklarda ise net bir süre verilmez ve kişinin ve cinsel partnerini tatmin olamayacağı kadar kısa süre olarak tarif edilir. Bu tanım çok daha uygundur kanımca. Cinsel birlikteliğin kalitesini ciddi oranda etkileyecek süre kısalması erken boşalma olarak tarif edilmelidir. Bu kimi çift için 1 dakika olabilir, kimisi için çok daha uzun bir süre.
Erkeklerin büyük bir kısmında boşalma(ejakülasyon), vajinaya girişten(penetrasyon) sonra 2 dakika içinde gerçekleşmektedir. Tedavi gerektiren erken boşalma(prematür ejakülasyon) için illa ki bir süre ve tanım vermemi isterseniz 60 saniyeden kısa olması veya penetrasyondan sonra 20 gidiş-gelişten daha kısa bir sürede veya penetrasyon olmadan ejakülasyon olması olarak tanımlanabileceğini söyleyebilirim. Erken boşalma genelde genç erkeklerde ve/veya sıklıkla yeni bir cinsel partner olduğunda görülür ve çoğunlukla geçici bir durumdur. Anksiyete ve panik atak bozukluğu olan kişilerde daha sık görülür.
Hangi tip erken boşalma nasıl önlenir?
İki tip erken boşalma vardır. İlk tipi olan “primer erken boşalma” yani ergenlikten itibaren olan ve ömür boyu devam eden erken boşalma tipi yapısal yatkınlık olarak kabul edilebilir ve tedavisi zordur. Zira fizyolojik bir problem olarak serotonin maddesinde ve iletiminde sorun gözlenir ve tedivisinde bu moleküle yönelik dapoksetin benzeri ilaçlar kullanmak ve davranışsal tedavi önermek gerekir.
Sonradan gelişen yani “ikincil-sekonder erken boşalma” tipinde hastaların bir kısmında, testosteron problemleri veya tiroid bezinin çalışmasında bozulma gibi düzeltilebilen hormonal problemleri saptarız. Bu problemlerin ilaçla tedavisi mümkündür ve bu grup hastalarımız tedavi sonrası erken boşalma belasından kurtulabilir. Bu nedenle sonradan böyle bir problem gelişen hastalar vakit geçirmeden ve kendi kendilerine tedaviler uygulamadan önce doktora başvurmalıdırlar.
Hormonal problemi olmayan ikincil-sekonder erken boşalma problemlerinde ise olguların çoğu psikolojik veya partner ile olan uyumsuzluğa bağlıdır ve tedavisinde hastalarımı genelde cinsel terapi uzmanlarına yönlendirmem gerekir. Erken boşalma tedavisinde davranışsal teknikler, lokal kremler(anestetik etkili), kondom(prezervatif) kullanımı, ilaç tedavileri ve gerekirse psikolojik danışmanlık kullanılır. Vakaların çoğunda davranışsal teknikler ve ilaçlar ile ciddi başarılı sonuçlar alınabilir.
Erken boşalma erkeklerin en sık karşılaştığı cinsel fonksiyon bozukluğudur!
Erken boşalma erkeklerin en sık karşılaştığı cinsel fonksiyon bozukluğudur. Erkeklerin 100’de 40 kadarı hayatlarında bir süre erken boşalma sorunu yaşarlar. Nadiren veya anektodal olan ve kısa sürede kendiliğinden düzelen erken boşalma vakalarından hiç bahsetmiyoruz bile. 1940’larda yapılan bir araştırmada, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm yetişkin erkeklerin yüzde 25inin penetrasyondan sonraki iki dakika içinde boşaldığını göstermiştir.
Erken boşalma sorunu ile yaşayanlar! Özgüven problemi
Erken boşalma birçok ülkede en sık görülen cinsel fonksiyon bozukluğudur. Bununla birlikte, erkekler ereksiyon problemi sorunlarına nazaran daha az sıklıkla doktora başvurur. Çok fazla erkek bunu bir sorun olarak görmez ya da sorun olarak görse bile bunu partnerine hatta kendine bile itiraf edemez.
Daha da ileri giderek, azımsanmayacak sayıda erkek erken boşalma hayatlarının rutin bir parçası olmuştur ve görmezden gelinir. Aslında bu durum uzun süreler devam ettiği için derinlerde ciddi bir özgüven problemi ve partnerin de dahil olduğu psikolojik bir etki yaratır ki bu durum erkeğin ilişkisinde ve hatta toplum içindeki duruşunu bile etkiler. Erken boşalma sorunu nedeni ile gelen hastalarımda çok fazla gözlediğim özgüven problemi yıllardır devam eden sorunu çözmemizle beraber hem duygusal ilişkilerde hem de sosyal hayatta özgüveni tavan yapmış bambaşka bir erkek yaratır.
Erken boşalma ve kadın bakış açısı
Erken boşalma problemi erkeklerin konuşmaktan kaçındıkları ve performans problemi yaratan ve hatta ilerleyen dönede özgüven problemine bile dönüşebilen bir problemdir. Erkekler korkudan eşleri ve partnerleriyle bu durumu konuşmaktan çekinirler zira bu bile yetersiz hissetmelerine ve özgüven problemine olumsuz bir katkı yapabilir diye düşünürler. Gerçekte durum genelde tam tersidir! Zira kadınların çoğu erkeğin erken boşalmasını bir sağlık problemi olarak görür ve partnerine yardımcı olmak için elinden geleni yapmak istemektedir. Erkekler ise bunu çoğunlukla bilmez ve açılamaz. Belki erkek konuşsa çözüm daha kolay olacak ama biliyorsunuz “erkekler konuşmaz”! Burada kadınlara bir görev düşüyor. Eşleriniz ile konuşun lütfen ve erken boşalmanın tedavi edilebilir problem olduğunu söyleyin ve onun yanında olacağınızı açıkça söyleyin. İnanın denemeye değer. Zira partnerlerin beraber tedaviye gelmesi tedavi başarısını artırmakta çünkü tedavide cinsellik sırasında partnerin de katkısı olacak yöntemler önerebiliriz.
Penis uyarılması sünnet olanlarda olmayanlara göre daha mı fazladır?
Bu tartışmalı bir konu olmakla beraber doğruluk payı olabilir. Tabii cinsel uyarılmanın birçok faktöre bağlı olduğunu unutmamak gerekir. Kişinin içinde bulunduğun ortam ve psikolojisi, partnerin hastalık durumu, kişisel hijyeni, partnerler arasındaki uyum, genel sağlık parametreleri gibi birçok durum uyarılmayı etkilemektedir.
Anatomik olarak penis baş ve gövde olarak iki bölüme ayrılır.
Sünnet olmamış erkeklerde penis başı sünnet derisi altında gizlenmiş olarak bulunur. Sünnet olmayan erkekte penis başı görünmez ve sertleşme sırasında ortaya çıkar. Sünnet olmuş erkeklerde ise sertleşmeden bağımsız penis başı gizli değildir ve görünür. Gerçekte penis ciddi bir sinir ağı içerir ve hemen tüm bölgeleri çok duyarlı olarak gözlenir fakat bunlar içinde en hassas yapı frenulum adı verilen penis başının hemen altındaki yapı olarak bilinir. Frenulumda çok ciddi bir sinir demeti bulunur ve en çok cinsel uyarılma olan bölgedir. Bu nedenle, sünnet olan erkeklerin frenulum bölgesi sünnet sonrası sünnet olmamış erkeklerden farklı olarak ortaya çıktığı için daha çabuk uyarıldıkları ve bu nedenle erken boşalma problemi yaşadıkları hipotezi ortaya atılmıştır. Gerçekten de bu hassas surum sünnet olan kişilerde sünnet olmayan kişilere göre erken boşalma probleminin daha fazla olabileceğini düşünülmektedir.
Sünnet erken boşalmaya mı sebep olur?
Sünnetin erken boşalmaya sebep olduğuna dair net bir çalışma yoktur. Bununla beraber birçok çalışmada sünnetin yaygın olarak kullanıldığı coğrafyalarda erken boşalma oranlarının diğer bölgelere göre 100’de 10 ila 20 daha fazla olduğu bildirilmiştir. Sünnet sonrası duyu hassasiyetinin artması ve uyarılmanın daha çabuk olması gibi teorilerle bu durum açıklanabilir. Ayrıca sosyal açıdan daha kapalı toplumlarda cinselliğin tabu olduğu coğrafyalarda erken boşalma oranın bir miktar daha fazla oldu söylenebilir. Bu da yukarıda söylediğimiz erken boşalma için psikolojik nedenleri önemine bir kez daha vurgu yapmaktadır.
Erken boşalma sebepleri nelerdir?
Hormonal problemler
Prostatit gibi iltihabi durumlar
Ereksiyon problemlerine bağlı (ikincil)gelişen
Stres
Depresyon
Performans anksiyetesi
Panik atak ve anksiyete gibi psikolojik diğer problemler
İlişki problemleri
Erken boşalmanın davranışsal tedavi teknikleri:
İlişkiden 1 saat önce mastürbasyon
Vücut pozisyonunun ejekulasyon kaslarını uyarmayacak şekilde tutulması
Mola verme(Çay molası)
Dikkati başka konular üzerinde yoğunlaştırma, Ağrılı uyaranlar(yumurtalık, bacak sıkma)
Pelvik(Kalça – kas eksersizleri, Kegel)
Boşalma hissi geldiğinde sık bırak yöntemi
ERKEK ORGAZMI: BOŞALMA(EJEKULASYON) PROBLEMLERİ
Kadınlar beyinde, erkekler peniste orgazm yaşar: YANLIŞ!
Kadınlarda erkeklerden farklı olarak meni boşalması benzeri bir “boşalma” olmadığından. çoğunlukla “kadınlar beyinde erkekler peniste orgazm yaşar” inanışı vardır. Kesinlikle yanlış olan bu inanışı düzeltmek isterim. Evet, erkekler orgazmı çoğunlukla boşalma(ejekulasyon)i̇le beraber hissederler ve bu duruma bağlı olarak orgazmın sdece penis bölgesiyle ve boşalma ilgili olduğunu düşünülebilir. Ama işin gerçeği hiç de öyle değil. Aslında orgazm erkeklerin bacakları arasında gerçekleşmez. Erkek orgazmı bu yanlış inanışın aksine aşağılara değil çok daha yukarılarda gerçekleşir: Beynimizde! Beyin orgazm sırasında yaşanana kompleks duygu ve zevk organizasyonunu yapabilecek tek organdır zaten. Orgazm için ereksiyon ya da boşalma(ejekülasyon) şart değildir. Kuru orgazm denilen kavram boşalma olmadan olan orgazmdır ve birazdan bu konuya değineceğim.
Kuru orgazm
Bir çok kadın ve erkeğin aklına, erkek orgazmı deyince erkeğin meni çıkarması ile oluşan boşalması gelir. Tamamen yanlış bir bilgi! Erkekte, orgazm ve meni boşalması(ejakülasyon) farklı iki mekanizma ile oluşan fizyolojik olaylardır ama genellikle eşzamanlı olarak gerçekleşir, ancak bunlar aslında aynı anda olması gerekmeyen iki ayrı olay olarak düşünülmeli. Yani boşalma olmadan da orgazm olabilirsiniz. Bu duruma en güzel örnek prostat kanseri nedeni ile meni bezlerini ameliyat ile çıkardığımız hastalardır. Bu hastalarımız ameliyat sonrası “kuru orgazm” yaşarlar yani orgazm sırasında meni gelmez ama zevk aynıdır. Çünkü alınan haz beyindeki algılarımız ile ilgilidir! Kuru orgazm; prostat kanseri ameliyat hastaları haricinde, radyoterapi ve kemoterapi sonrası, ileri derecede diabet, MS ve benzeri nörolojik hastalıklar, testis tümörü için yapılan karın bölgesi ameliyatlarından sonra ve meni kanalı tıkanıklarında olabilir.
Erkek boşalması (ejekulasyon) nedir? Ejekulasyon sırasında neler olur
EJEKULASYON, Erkek orgazmı sırasında spermi içeren meni sıvısının penis içinde dışarı atılması ve hatta fışkırması sonrasında cinsel doyum ve orgazm yaşanan durumdur. Bu fışkırma o kadar hızlıdır ki boşalma sırasında sperm saatte 45Km hızla atılır. Başka bir deyişle bu hız dünyanın en hızlı insanlarının koşabileceği hıza denktir. Kesinlikle saygı duyulması gereken bir yetenek!
Çoğu erkeğin tam olarak ne zaman boşalacağı konusunda çok az kontrolü vardır. Bunun nedeni boşalma fonksiyonunun kısmen beynin kontrolü dışında oluşması ve boşalma sinyalinin beyin bölgesinin çok altında, bel bölgesinde omurilikte bulunan boşalma merkezinden gelmesidir. Omurilikteki bu bölge gerekli fonksiyonları koordine eder. Elbette, yukarıdaki otorite olan beynin bu konularla ilgili bazı yetkileri vardır. Örneğin, başka bir konu hakkında düşünmek veya acı hissi vermek gibi beynin odak noktasını değiştirerek boşalmayı geciktirmenin çok uygulanan bir yöntemidir. Bununla beraber boşalma fonksiyonunun ekseri çoğunluğu çok aşağılarda kalça bel bölgesindeki omurilikte oluşturulur.
Boşalma sırasında her defasında ortalama 100 milyon sperm atılır ama bir sperm yumurtayı döller. Bizim oluşmamızda bu amansız yarışı kazanan sperme şapka çıkarın lütfen. Zira kendisi 100 milyon spermi geçerek yarışmayı kazanmış bir şampiyondur. Prof. Scardino’nun da belirttiği gibi, saatte 2-3 cm yol alan spermlerin bir diğer önemli bir başarısı 30-35cmlik bir yolu aşabilmesidir. Bu yolculuk bir insanın 100-120 kmlik uzuuun bir yolu yürümesi ile eşdeğerdir. Kadın yumurtası spermin 40-50 kat büyüktür. Küçücük Sperm, kendine göre devasa yapının içine girerek dölleme oluşur ve sonuçta kromozom eşleşmesi ve bölünmeler ile embryo ve nihayet bebek ortaya çıkar.
Erkek cinsel boşalması(ejekulasyon) i̇le ilgili problemler nelerdir?
i. Kanlı Ejekulasyon Hematospermi
ii. Ağrılı ejekülasyon
iii. Ejekülasyon olmaması(Anejekulasyon)
iv. Retrograd ejekülasyon(Geriye mesaneye doğru boşalma)
v. Gecikmiş ejekülasyon
vi. Erken boşalma(Prematur ejekulasyon)
Kanlı Ejekulasyon(Hematospermi) nedir?
Kanlı Ejekulasyon(Hematospermi) menide kan olmasıdır. Hastalar çoğunlukla endişeli ve panik halde doktora başvururlar. Endişelerin aksine sebep genelde kanser veya tümör gibi kötü bir hastalık değildir. Sıklıkla cinsel ilişki sırasındaki adrenalin yükselmesine bağlı geçici hipertansiyon atağı, prostat ve meni bezinin iltihaplı hastalıkları veya kan sulandırıcı ilaçlara bağlı gelişen kanamaya bağlı olur ve basit ilaç tedavileri ve düzenlemeler ile haftalar içinde geçer. Özellikle 50 yaş üstü kişilerde de en sık sebepler bu iyi huylu durumlar olmasına rağmen nadiren kanser gibi kötü huylu hastalıklar araştırmamız gerekebilir. İhmale gelmez!
Ayrıca kan sulandırıcı etki gösteren balık yağı, zerdeçal, karanfil çayı ve yeşil çay, sarımsak, kızılcık meyvesi gibi gıdaların fazla miktarda tüketilmesi de kanamaya sebep olabilir. Uzun süre cinsel ilişkiye girmemek ve ejekulasyon-boşalma olmaması da suçlanan sebeplerdendir. Prostat biyopsi sonrası % 20-50 hastada bir kaç hafta hematospermi-kanlı meni normal kabul edilir. Herhangi bir tedavi gerekmez. Prostat biyopsisi yapılan hastalara bu konuda önceden bilgi verilmesi çok önemlidir.
Ağrılı orgazm ile ağrılı boşalma aynı şey midir? Ağrılı boşalma(ejekülasyon) ne zaman olur?
Erkeklerde ağrılı orgazm ağrılı boşalmadan farklı bir durumdur. Ağrılı boşalmada idrar kanalı çevresinde ağrı varken, ağrılı orgazmda bacağa kadar vurabilen ve kalça bölgesinde görülen ağrı vardır ve kasılmalar ile seyreder.
Ağrılı boşalma(ejekülasyon) genelde enfeksiyonlar sonucu olur. Prostat ve meni bezi ve kanalındaki prostatit ve benzeri enfeksiyon ve ödeme(enflamasyona) bağlı gelişen ve penis ve etrafında hissedilen ağrı durumudur. Karın alt bölgesinde ağrı, idrarda yanma ve sıkışma şikayetleri de eklenebilir. Tedavide antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlara ek olarak hastalarıma ve sıcak oturma banyosu yapmalarını öneririm. Günde 2 kez 15 dakika küvette sıcak suya oturmak bölgesel ödemi azaltarak ağrıyı hafifletir. kullanılır. Diğer yandan ağrılı orgazm ağrılı boşalmadan çok daha farklı bir durumdur. Daha çok yukarı seviyelerde yani beyinde hissedilen haz sırasında ağrı hissi vardır. Genelde beyin ve sinir sistemi hasarına bağlı olarak gelişen ağrı olarak karşımıza çıkar. Tedavide nörolojik hastalığa yönelik yaklaşım öneririm.
Retrograd ejekülasyon(Geriye-mesaneye boşalma)
Daha önceki bölümde kuru orgazmdan bahsetmiştim. Burada kişi, bir boşalma hissi yaşar ama sıvı halde bir boşalma göremez zira ya meni bezi ameliyat ile alındığı için yoktur ya da meni bezinden sıvı çıkışı sinirsel hasar nedeni ile olamaz. Bu duruma kuru orgazm deriz. Hasta açısından benzer bir durum ise geri boşalma (retrograd ejekulasyon) dediğimiz hastalıkta olur.
Hasta aynı kuru orgazmda olduğu gibi penis ucundan meni gelişini görmez ama bu meninin olmamasına bağlı değil meni bezinden çıktıktan sonra yanlış yola sapması nedeni ile penise ulaşamamasına bağlı olur. Boşalma-Ejekulasyon sırasında normal bir erkekte mesane çıkışı(biz doktorlar mesane boynu deriz) kapanır ki meni ve sperm penis ucuna doğru yol alırken yanlış bir yola girip mesaneye kaçmadan, penis ucundan dışarı normal bir şekilde çıkabilsin. Fakat boşalma sırasında mesane boynunun bir sebepten kapanmaması nedeniyle meninin mesaneye kaçarak idrar ile karışması durumuna retrograd ejekülasyon(Geriye mesaneye doğru boşalma). Bu duruma sebep olan durumlar; nörolojik hastalıklar, diyabet, prostat ve karın bölgesi ameliyatlarından sonra ve prostat için kullanılan ilaçlar olarak sayılabilir. Tedavide sebebi ilaç ise ilacı kesmek veya değiştirmek, geri dönüşsüz bir sebep ise sebebe yönelik uygun tedavi vermek gerekir
Menide renk değişimi ne anlama gelir?
Çoğu insan menisi beyaz renklidir. Zaman zaman griye veya sarıya çalan renkte meni görülmesi de mümkündür, bu olağan bir durumdur. Menide kan görülmesi veya pembeye çalan renkte olması hematospermi isimli tıbbi rahatsızlık işaretidir ve acilen doktor kontrolü gerektirmektedir. Menide kan görüp gelen hastalarım ciddi bir panik ile bana gelirler. Birçok konuyu ihmal etmeye meyilli erkekler menideki renk değişikliğini önemserler. Ben bu bilinçli hareketi bu durumun sadece kendilerini değil eşlerini ilgilendirmesine bağlarım. Bir de tabii kan damlası görmenin kanser ve benzeri hafife alınmayacak hastalıkları çağrıştırması da olabilir.
Menide kan görülmesinin gerçekte en sık sebebin 40 yaş altındaki gençlerde cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve 40 yaşından daha yaşlı gençlerde ise hipertansiyon ve kan sulandırıcı ilaç ve takviyeler olarak söylemem gerekir. Tabii nadir de olsa kanser ve benzeri ciddi hastalıklar olabilir ve ihmale gelmez. Muayene sonrası basit bir kan ve idrar analizi ve gerekirse görüntüleme yaparak ilaç tedavisi ile çoğu sorun kısa sürede çözülür.
EREKSİYON-CİNSEL FONKSİYON BOZUKLARININ TEDAVİSİ
Ereksiyon hapları nasıl etki eder? Hapı yutar yutmaz ereksiyon olur mu?
Ereksiyon probleminde 2021 itibarı ile tıbbi tedavide ilk seçenek ağızdan alınan bu tür haplar olmalıdır. Bu ilaçlar(mavi ilaç ve diğerleri) penis damarlarını açarak içine kan dolmasını ve bu sayede ereksiyon kalitesini artırmayı hedefler. Bu haplar damarları nasıl açar? Damar çeperlerinde bulunan Fosfodiesteraz tip 5(PDE5) dediğimiz bir kapıyı(reseptör) kapatarak düz kas hücrelerini gevşetir ve bu sayede penis içindeki damarlarda genişleme yapar. Tabii bu etkinin başlaması için, cinsel aktivitenin başlaması veya en azından zihinde oluşması gerekir. Cinsel uyarılma olmadan bu grup ilaç durduk yere ereksiyon yapmaz. Korkmayın ilacı alınca tüm gün ereksiyon ile dolaşmazsınız!Bu ilaçlar cinsel uyarı ile ortaya çıkan maddeler (nitrik oksit) varlığında etki göstermeye başlar yoksa pasif durumda kalır.
Tüm ereksiyon hapları aynı mı? Hangi durumlar için kullanılır?
Ereksiyon güçlendirici olarak kullanılan mavi hap ve benzerlerinin(PDE5 inhibitörleri) etki mekanizmaları benzer olmasına rağmen, biokimyasal yapıları, farmakolojiközellikleri ve vücuttaki etkileri birbirinden farklıdır. Kimisi kısa süreliğine birkaç saat etkili iken kimisi 2-3 gün süren etkisi nedeni ile “hafta sonu hapı” unvanını alacak kadar uzun etkilidir. Genel başarı oranı %75 civarındadır. Yani bu hapı kullanana 4 kişiden 3 ünde çeşitli oranlarda başarı görürüz. Eğer kişide diyabet varsa veya prostat kanseri ameliyatı olduysa ilaçların başarısı%50’ye düşer.
İlaçlar nasıl kullanılmalı? İlacı içtiğimde ereksiyon hemen başlar mı?
Her ilaç herkeste kullanılabilir mi?
Bu haplardan ideal seviyede fayda sağlamak için mutlaka cinsel uyarılma olmalıdır. Cinsel uyarılma olmazsa kendiliğinden etki gösterip durduk yerde ereksiyon yapmazlar. Bir cinsel uyarılma ve sonrasında cinsel birliktelik başladığında ereksiyon oluşacaktır. İlaçlar genelde günün her saati alınabilir fakat emilimi olumsuz etkilememesi için dolu mide tercih edilmez. Portakal, limon ve greyfurt suyu içerseniz bu içecekler karaciğer enzimlerini meşgul edip ilacın vücuttan atılımını geciktirir ve bu sayede daha uzun süre etkisi devam eder. Ama dikkat özellikle karaciğer probleminiz varsa yan etki gösterebilir.
Ereksiyon hapları ciddi kalp ve hipertansiyon hastalarında kullanılmamalıdır. Kalp hastalığı ve tansiyon hafif-orta derecede ise kalp doktorundan izin alınarak kullanılabilir. Dil altı kalp ilaçları ile etkileşime girecekleri için beraber alınamamalıdır. İyi huylu prostat büyümesi ilaçları(alfa blokör ilaçlar) alanlar dikkatli olmalı.
Ereksiyon için kullanılan mavi hap ve benzeri hapları(PDE5 inhibitörleri) düşük doz almalı ve prostat ilacından en az 4 saat sonra almalılar. Bazı ilaçlar birlikte kullanımı önerilmez. Mesela Alfa-bloker ile vardenafil etken maddeli ereksiyon ilacı ile kullanımı önerilmemektedir. Tadalafil etken maddeli hap, tamsulosin etken maddeli dışındaki prostat büyümesi ilacı(alfa-blokerleri) alan hastalarda alınması sakıncalıdır. Gördüğünüz gibi her ilaç her hastada kullanılamaz ve çok ciddi problemler ile karşılaşabilirsiniz. Sonuç olarak kafanıza göre eczaneye gidip veya internetten sipariş verip ereksiyon hapı alırsanız yüksek ihtimal ciddi bir problem yaşarsınız hatta bu sorunlar geri dönüşsüz olabilir. Mutlaka doktorunuza danışınız.
Mavi hapın yeni yeni kullanıldığı, rakibinin olmadığı ve olur olmaz herkesin kullandığı ilk yıllardı. O zaman 38 yaşında olan bir arkadaşım aradı ve ciddi cinsel fonksiyon eksikliği olduğunu söyledi. Yaptığımız tetkikler sonucunda mavi hap- sidenafil 100 mg almasının uygun olduğuna karar verdik. Mavi hap ilaç özelliği gereği ilişkiden bir süre önce(1-2 saat) alınması gerekiyordu ve etkisi 6 saat kadar bekleniyordu. Ertesi gün sabah telaşla arkadaşım aradı ve ilacı aldıktan 3-4 saat sonra gecenin ilerleyen saatlerinde her şeyi mavi renkte gördüğünü ve insanları da mavi gördüğünü söyledi. Adeta meşhur çizgi filmde olduğu gibi “Şirinler” dünyasına girmişti. Tabii bu durum o kadar da sempatik değildi. Zira nadir de olsa mavi hap görme problemleri yaratabilir ve hatta her şeyi mavi görme etkisi oluşturabilirdi. Arkadaşımın yapılan göz muayenesi normaldi ve kısa sürede bu yan etki geçmişti. Ama öylesine bir psikolojik etki yaratmıştı ki uzun süre bu ilaçları alamayacağına emindim!
Peki cinsel performans haplarının yan etkileri nelerdir? Sizler içinEn sık görülen yan etkileri sıralayım:
· başağrısı (%7-16),
· mide ekşimesi(dispepsi) (%4-10),
· sıcak basması (%4-10),
· kas ağrısı, sırt ağrısı (%0-3),
· burun tıkanıklığı (%3-4) ve
· görme rahatsızlığı (%0-3) olarak sıralanabilir.
Sildenafil ve vardenafil alanlarda sıcak basması ile yeşil-mavi görme gibi yan etkiler daha fazla görülürken, tadalafil ile sırt ağrısı/myalji görülebilir. Bu yan etkiler zaman içinde azalırken yan etki nedeni ile tedaviyi bırakma oranları çok düşüktür.
Ereksiyon hapı alanlar kalp krizi geçiriyor(mu)?
Eminim hepiniz duymuşsunuzdur. Özellikle medyatik ve ünlü kişilerin kalp krizi geçirmeleri ve ölümlerinin ereksiyon hapından dolayı olduğu konuşulur sıklıkla. Gerçekten de bu haplar kalp krizi geçirip ölüme sebep olabilir mi?
Bunu iki ayrı hasta grubu için farklı anlatmama gerekir:
1. Daha önce hiç kalp rahatsızlığı olmayan erkeklerde böyle bir risk yoktur. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu grup hastada ilaçlar kalp krizi riskini artırmıyor
2. Son 1 yılda kalp krizi(enfarktüs), ciddi hipertansiyon atağı veya kalp ritim problemi geçirenlerde ve ciddi göz problemi(retinitis pigmentosa) ve ciddi karaciğer yetmezliği yaşayan erkeklerde bu ilaçların kullanılması risk yaratabilir.
İlaç seçimi: Farklı ilaçların seçimi veya tercih edilmesi
Cinsel fonksiyon artırıcı PDE5i inhibitör ilaç seçimi cinsel birleşme sıklığına (isteğe bağlı veya düzenli ilişki) ve hastanın ilaçla ilgili kişisel deneyimine göre değişkenlik gösterir. Hastaların seçimi arzu ettikleri cinsel ilişki sıklığı ve/veya istedikleri etki süresi ile bağlantılı olabilmektedir. Bu amaçla, verilecek ilacın kısa veya uzun etkili olup olmadığını, olası dezavantajlarını ve nasıl kullanıldığını bilmeleri gerekir.
Bu ilaçlar ilk çıktıklarında “ihtiyaç halinde” kullanılan bir tedavi olarak piyasaya sürülmesine karşın 2008’de tadalafil etken maddeli ilaç düşük doz ve sürekli olarak her gün kullanım için de ruhsat almıştır.
Devamlı ilaç kullanımını kimlerde öneriyorum? Zararı olur mu?
2008 de uzun etkili ilaçların çıkması sürekli ilaç kullanımını gündeme getirmiştir. Bu sayede “ihtiyaç halinde” kullanımın stresinden kurtulmak mümkün olmuştur. Sürekli düşük doz ve günlük ilaç(tadalafil) kullanımı, planlı cinsel aktiviteden ziyade spontan cinsel aktiviteyi veya sık cinsel aktiviteyi tercih eden kişiler için ihtiyaç halinde kullanılan tedaviye alternatif olmuştur. Yıllar içinde yapılan çalışmalarda yan etki profili de iyi olarak tespit edilince, “sürekli kullanım” benim de hastalarımda en sık tercih ettiğim kullanım şekli olmakta. Bu kullanım şekli ile zamanlama endişesi ortadan kalkmakta ve psikolojik baskı olmamaktadır.
Penis rehabilitasyonu nedir?
Sürekli düşük doz ve uzun etkili ereksiyon artırıcı ilaç kullanımı bir çok hasta grubu için araştırılmış ve zamanla “penis rehabilitasyonu” olarak tanımlanmıştır. Bunun sebebi uzun süre ve sürekli kullanılan tadalafil etken maddeli ilacın penis damar fonksiyonunda (endotel fonksiyonu) olumlu ve kalıcı etki yaptığının ispat edilmesi idi. “İhtiyaç halinde” kullanım şeklinin böyle bir kalıcı etkisi bulunamamıştı. Ben özellikle prostat kanseri nedeni ile ameliyat olmuş ve sonrasında problem yaşayan hastalarda, diabete bağlı ereksiyon kaybı yaşayanlarda ve nörolojik problem nedeni ile ereksiyon kaybı yaşayan hastalarımda uzun süreli(birkaç yıl) “penis rehabilitasyonu” yapıyorum. Penis rehabilitasyonu prostat hastalarında bir taşla iki kuş vurmak” gibi bir etki yaratarak hem ereksiyonu düzeltmekte hem de idrar problemlerine iyi gelmektedir.
TESTOSTERON EKSİKLİĞİ VE TEDAVİSİ
Erkekler dikkat! Testosteron tedavisinin erkekliğin sonu olabilir ve ciddi yan etkileri vardır!
Bilim adamları testosteron hormonunu laboratuvarda üretmeyi başardıklarında, sporcular arasında çok popüler oldu. Zira, testosteron kasları güçlendirmekteydi ve sporda kullanılan ilk performans arttırıcı ilaçlardan olmuştu. Testosteron hormon tedavisi sadece sporcular değil askeri amaçlar için de kullanılmıştı. İkinci dünya savaşı sırasında Adolf Hitler ve diğer üst düzey Nazi liderlerinin kullandığı biliniyor. Askerlere savaşma ve savaş kabiliyetini artırdığı düşünüldüğü için testosteron verilmekteydi. Askeri amaçların dışında, yer altı dünyasında da kullanıldığını iddia edilir ve hatta meşhur Al Capone’un tipik kısık sesinin testosteron tedavisinin yan etkisi nedeni ile oluşan yan etki ile olduğu öne sürülür.
İlacın yan etkileri ortaya çıktıkça tedavini yaygın kullanım azaldı. Örneğin 1954 Dünya halter şampiyonası sırasında bir takımın koçu bu yan etkilerden farklı bir şekilde keşfetmişti. Birkaç Rus halterci idrar tıkanması yaşamış ve idrarlarını boşaltmak için mesanelerine kateter yerleştirmek zorunda kalmıştı.
Testosteron tedavisinin olası yan etkileri
· Ademin elması belirginleşmesi
· Ses telleri uzaması ve ses kısıklığı
· Meme ucunda büyüme ve ağrı(Jinekomasti)
· Kıllanmada artış, saçlarda incelme
· Ciltte Yağlanma ve akne sivilce
· Kolesterol yükselmesi ve kalp damar hastalıkları
· Tendon kopmaları ve yaralanmaları
· Beynin yapay testosteron alımına bağlı kan seviyesini düşürmek için aktif testosteron üretimini azaltmasına bağlı orta vadede cinsel fonksiyonlarda bozulma ve kısırlık
İdeal Testosteron eksikliği tedavisi nasıl olmalı? Kendim ilacı alıp uygulayabilir miyim?
Geçen aylarda Romanya’dan gelen bir hastamın durumunu anlatırsam bu soruya en güzel cevap olacak kanımca: 46 yaşında gayet sağlıklı bir hastada geçen sene memleketinde testosteron düşüklüğüne bağlı ereksiyon ve cinsel istekte azalma gibi şikayetler gelişmiş ve doktoru testosteron iğnesi reçete etmiş. Fakat hastamız kendi isteği ile tedavisini uzatmış ve kontrole gitmemiş. Bana geldiğinde az olan ereksiyon kapasitesi sıfıra inmişti ve şikayetleri çok artmıştı. Muayenemde ve kontrollerde alması gereken testosteron ilaç dozunun 3 katını aldığını saptadım. Kan seviyeleri bozulmuştu. Tedavide ne yaptım dersiniz? Hemen zarar veren fazladan aldığı testosteron ilacını kestim ve seviyelerin normale dönmesini bekledim. Destek tedavileri sonrası hastamız normale döndü.
Bu hastamızın hikayesinden yola çıkarak son söyleyeceğim şeyi baştan söyleyim! Lütfen testosteron tedavisini kendi başınıza uygulamayın! Yukarıda saydığım gibi çok ciddi sorunlar oluşabilir! Mutlaka benim gibi bu işin uzmanlarının takibinde olun! Peki biz nelere göre tedaviyi yönlendiriyoruz?
Testosteron eksikliği tedavisi nedene ve kişinin çocuk sahibi olmayı isteyip istememesine göre şekillenir.
Beyindeki kontrol merkezi yani üst merciler(Hipotalamus ve Hipofiz) nedenli testosteron eksikliğinde, çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerde testosteron üretimini uyaran hormon tedavileri(HCG ve FSH) uygulanır.
Testis kökenli ya da çocuk sahibi olmak istemeyen erkeklerde testosteron tedavisi hap, aylık ya da üç aylık iğne, jel, deri altına yerleştirilen implantlar yolu ile yapılabilir. Testosteron tedavileri uzman hekimlerce, testosteronun yan etkileri belli aralıklarla kontrol edilerek yapılmalıdır. Lütfen kendi kendinize yapmayınız! Çok tehlikeli!
Doktor ben ilaca karşıyım! İlaç almadan testosteron seviyesini yükseltmenin bir yolu yok mudur?
Yaşam tarzınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek sınırda-düşük olan testosteron seviyenizi yükseltebilir ve ideal seviyelerde tutabilirsiniz. Tabii çok düşük seviyelerde işe yaramayabilir bu! İlaç tedavisi gerekebilir. Doktorunuza danışınız!
Testosteronu ilaç olmadan yükseltmek için:
· Yeterli ve kaliteli uyuyun(günde en az 6 saat),
· Düzenli bir şekilde spor ve egzersiz yapın: En ideali istisnasız her gün 10bin adım yürüyün ve bunu bir yaşam şekli haline getirin
· Şeker hastası iseniz 3 aylık şeker ve insulin seviyelerinizi düzeltmesi için endokrinoloji uzmanına başvurun
· Son zamanlarda göbek ve bel çevresinden kilo aldıysanız, hipertansiyon ataklarınız başladı ise, kolesterol seviyeleriniz yüksek ise ve kan şeker ve insulin seviyeniz yükseldi ise sizde metabolik sendrom var demektir. Bu da özellikle testosterone seviyelerinizi düşürür ve cinsel fonksiyonlarınızı bozar. Tüm bu belirtiler varsa hemen doktorunuza başvurun!
· Alkol bağımlısı iseniz bırakın
· Sigara içmeyin
· Sağlıklı beslenerek testosteron düzeyleri artırılabilirsiniz istiridye ve karides gibi deniz ürünleri, avokado, brokoli, ıspanak, karnabahar gibi sebzeler, muz, yumurta, bal gibi besinler testosteron yükseltmeye yardımcı olabilir.
Testosteron eksikliği sertleşme sorunu yapabilir ama…
Testosteron eksikliği sertleşme sorunu yapabilir ancak sertleşme derecesi ile testosteron düzeyi arasında doğrusal bir bağlantı yoktur. Yani testosteron düzeyi düşük ve sertleşme bozukluğu olan kişilerde testosteron tedavisi yapılmasına rağmen sertleşme bozuklukları düzelmeyebilir. Yine sertleşme sorunu olmayan bazı erkeklerde testosteron düzeylerinin düşük olduğu tespit edilebilir. Sertleşme sorunu, testosteron düşüklüğünden farklı pek çok sebebi olan bir durumdur.
Testosteron ilaç tedavisi etkileri nelerdir ve nasıl olmalı?
Yaşlanan erkekte oluşan androjen eksikliğinde testosteron tedavisi semptomlardiyileşme sağlayabilir ancak bu tip hastalarda genelde ek hastalıklar ve obezite gibi tıbbi durumlar da bulunabilir.
Testosteron tedavisi semptomları iyileştirebilir ancak kilo verme veyaşam tarzı değişiklikleri ve diabet ve kalp damar hastalıkları gibi diğer hastalıkların tedavisi tek başına testosteron tedavisi kadar hatta daha önemlidir. Son zamanlarda cinsel fonksiyonlarda azalma ve göbek çevreniz genişledi ise sizde metabolik sendrom olabilir.
Testosteron tedavisi metabolik sendromda oluşan belirtileri geri çevirebilir. Bu tedavi, cinsel fonksiyonları artırırken, vücut kitle indeksi ve bel kalınlığında ve göbek çevresinde azalma yapar, şeker ve kolesterol seviyelerini düşürür.
Testosteron yerine koyma tedavisi hormonal bir tedavidir ve yanlış uygulamalar problem yaratabilir. Hangi şekilde tedavi verileceğine hekim ve hasta, pratiklik ve yan etkilerini göz önünde tutarak beraber karar vermelidir. Jeller gibi kısa ve çabuk etkili formlar daha pratiktir ve tedavinin başlangıcında kullanılmalıdır. Ciddi hastalıklarda uzun süre tedavi gerekebilir ve iğne tedavisi gibi uzun etkili tedavi şekillerine geçilebilir.
Testosteron tedavisi alacağım? Nelere dikkat edilmeli?
Testosteron eksikliği için verilecek hormon tedavi öncesi ve sonrasında yapılması gerekenler:
· Farklı yaş gruplarında farklı doz ve şekilde tedavi uygulanır. 60 yaşında biri ile 80 yaşında biri farklı yaklaşım gerektirir
· Düzenli aralıklar ile ve genelde 3 ayda bir kan testleri ile testosteron seviyesi kontrolü yapılmalı
· Kan sayımı: Tedavi öncesinde ve sırasında kan sayımı ve prostat kanseri riski için kanda PSA düzeyleri
· Kalp ve damar sistemi kontrolü: Daha önceden kalp hastalığı ve kalp yetmezliği olan kişilerde testosteron tedavisi dikkatli bir şekilde yapılabilir. Bu hastalar yakın takip edilmelidir
· Prostat kontrolü: Kan PSA sayımı ve periyodik muayene yapılmalı zira yanlış testosteron tedavi uygulaması prostat kanseri riskini artırabilir. Dikkat!
Erkeklerde testosteron tedavisi nasıl olmalı?
Kadın okurlarımız bilir; kadınlarda menopoz sonrası eksilen kadınlık hormonlarını yerine koyma tedavisi uzun yıllardır kullanılan bir tedavidir. Bununla birlikte erkeklerde kadınlardaki gibi bir menopoz yoktur! Ama andropoz denilen ve bir geçiş dönemi olarak adlandırabileceğim bir dönem olabilir. Andropoz her erkekte farklı yaşlarda ve uzunlukta süren dönemlerde olabilir. Bu nedenle erkeklerde testosteron yerine koyma tedavisi kadınlardan biraz daha geç keşfedilmiş ve halen bile bilinmeyenleri olan bir konudur. 1935’te kimyasal olarak testosteron üretimi mümkün olmuş ve yaşlanan erkeklerde oluşan problemleri geri döndürmek için testosteron tedavisi 1944 yılında ilk defa ortaya konmuştur.
2000li yıllarda bir çok çalışma ile standartları belirlenen andropozlu yaşlanan erkeklerde testosteron yerine koyma tedavisinin amaçlarını şöyle sıralayabilirim:
· Cinsel istekte normalleşme,
· Ereksiyon fonksiyonunda iyileşme,
· Kas gücünde artış,
· Santral yağlanmada(Göbek bölgesi) azalma,
· Kemik yoğunluğunda artış(osteoporozda azalma),
· Beyin ve hafıza (kognitif) fonksiyonlarında iyileşme,
· Fiziksel performansta iyileşme ve
· Hayat kalitesinde iyileşme sağlamak
Testosteron tedavisi ağızdan hap olarak, cilt üstüne jel olarak veya kas içine yapılan iğne olarak uygulanabilir. Hafif orta dereceli testosteron yetmezliklerinde cilde jel uygulama yeterli iken, şiddetli yetersizlikte kas içine enjeksiyon testosteron tedavisini daha çok tercih etmekteyim. Prostat kanseri öyküsü veya riski olan ve idrar ile ilgili prostat benzeri şikayetleri olanlarda testosteron tedavisi hastalıkları artırabileceğinden önerilmez. Doktorunuza danışmanızı öneririm! Ayrıca kalp damar sisteminde sorununuz varsa ve ciddi hipertansiyon varsa testosteron tedavisi tartışmalıdır, mutlaka doktorunuz ile ayrıntılı konuşunuz!
Kas içine yapılan iğne formundaki uzun etkili testosteron tedavileri uyku apnesi olanlarda kullanılmaz. Testosteron tedavisi alıyorsanız doktorunuzun aksine bir yönlendirmesi yoksa mutlaka 3 ila 6 ay aralıklarla kontrollerinizin yapılmasını öneririm. Zira kontrolsüz alınan testosteron hormon seviyelerini yükseltmek yerine tam tersi etki yapabilir ve testosteron seviyelerini düşürebilir ve ereksiyon probleminim tedavi edelim derken sorunu derinleştirebilir. kaş yapalım derken göz çıkarabiliriz
Koronavirüs hastalığı geçirdim! Koronavirüs testosteronu ve erkekliği etkiler mi?
Koronavirüs hastalığı geçiren kişilerde yapılan çalışmalarda testiste hasar bulunduğu tespit edildi. 12 kişilik bir seride, sperm üreten sertoli hücrelerinde ve sperm taşıyan tübüllerde hasar ve buna bağlı sperm azlığı ve bozukluğu tespit edildi. Bu etkileri yapan bir virüs yine testiste testosteron üreten Leydig hücrelerini de bozabilir. Bu nedenle teorik olarak hücre düzeyinde hasar oluşma riski ve testosteron seviyesinin düşmesi olasılığı mümkün. Tabii bunu net olarak söylemek için uzun dönem takipli çalışmaları beklemek lazım. Benim önerim yakın zamanda koronavirüse yakalandıysanız testosteron takibi yaptırmanızı öneririm.
PENİS KIRILMASI(FRAKTÜR)
Penis, ereksiyon olmamış hali ile her ne kadar bir sünger gibi olsa da, ereksiyon haline geçince duygusallaşır ve kırılamaz olmaktan çıkar. Şaka bir yana eğer ereksiyon halindeyken penisi aşırı miktarda zorlarsanız, zarlarda yırtılma ve sonrasında penisin bükülmesi ve kanama ile karakterli penis kırılması olayı ile karşı karşıya kalabilirisiniz!
Bu durum, en sık şiddetli seks sırasında ortaya çıkar. Bununla beraber ereksiyon halinde yataktan düşen erkeklerin başına geldiği sıklıkla hastalarım tarafından da iddia edilse de hem mantık olarak hem de biyolojik olarak çok da olası bir durum değildir.
Gerçekte penisi büken penis kırılması olayı, aslında kanla dolduğunda sertleşen doku olan süngerimsi tüpün(korpus kavernosum) zorlanma sonucu dış zarının yırtılması ve kanın cilt altına kaçması ile oluşur. Hastalarım tipik olarak kırılma anına bir patlama veya çatlama sesi, yoğun ağrı, şişme ve peniste ereksiyon kaybı ve gevşeklik eşlik eder. Meslek hayatımda ben çok görmeme rağmen, penis kırılması gerçekte –neyse ki- nadir bir durumdur ve acil cerrahi tedavi ile çoğunlukla tam düzelme olur. Ereksiyon fonksiyonu da sıklıkla geri gelir. En kritik mesaj ise ne kadar erken doktora gelinirse tedavi başarısı o kadar yüksektir! Penis kırılması ihmale gelmez, ihmal edilirse kalıcı hasar bırakabilir!
PENİS EĞRİLİĞİ- PEYRONİE HASTALIĞI NEDİR?
Fransız berber-cerrah, Francois Gigot De La Peyronie tarafından 1743 de tanımlanan ve bu tarihten sonra da Peyronie Hastalığı olarak bilinen bu hastalık penis içindeki ereksiyondan sorumlu süngerimsi tüp olan korpus kavenosumu çevreleyen zar (tunika albuginea) üzerinde kollajen birikmine bağlı olarak oluşan sert şişlikler ve bunların oluşturduğu penisteki anormal açılanma olarak ifade edilir.
Penis eğriliği gelişen erkekler: Doktora başvurmak için 6 aydan fazla gecikme olursa ereksiyon kaybına hazır olun!
Penisin iç zarı (Tunika albuginea) üzerinde oluşan sert şişlikler Peyronie plağı olarak da bilinir. Peyronie plağının boyutlarına ve oluşum süresine bağlı olarak Peyronie Hastalığında meydana gelen en tipik yakınmalar, peniste anormal açılanma ve bükülme ve ereksiyon sırasında peniste oluşan ağrı olarak göze çarpar. Hastalığın süresi uzadıkça ve özellikle 6 ayı geçtikçe penisin zarında (tunika albugineanın) anatomik yapısında ciddi ve geri dönüşsüz değişiklikler meydana gelir.
6 ay çok kritik bir zamandır, özellikle erken teşhis ve tedavi için! Zira 6 aydan geç gelen hastalar ilaç tedavisi ile tedavi olma şanslarını kaybederler ve mecburen en önemli organları olan penist için ameliyat olmak ve zorunda kalırlar. Zira penisin dış zarı(tunika albuginea) 6 aydan sonra elastikiyetini ve ereksiyonda görevli damarları sıkıştırma ve kanın peniste hapsolmasını sağlama fonksiyonunu yitirir. Bu fonksiyon kaybı da sonuçta penis eğriliğinin yanında daha ciddi bir problem olan ereksiyon fonksiyon kaybına sebep olur. Yani eğrilik için doktora başvurmakta geç kalınırsa ereksiyon da kaybedilebilir! Çalışmaların bir çoğu göstermiştir ki birçok hasta-psikolojik ve toplumsal, sosyal nedenlerle doktora başvurmaz. Tedavisinin özellikle erken dönemde mümkün olduğunu bilseler bir çoğu koşarak bana gelecekler aslında!
Halen bu hastalık ile ilgili yayınlanmış 2 önemli çalışma göze çarpmaktadır. Bunlardan biri ABD de yapılmış ve yılda yaklaşık 32000 yeni olgunun bu hastalıkla karşılaşacağı tahmin edilmiştir. Peyronie Hastalığı en sık 40-70 yaşlarda ve özellikle 50’li yaşlardan sonra görülür.
Almanya da yapılan diğer çalışmada daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Acaba bu Alman toplumuna özgü bir durum mu? Mümkündür! (Sıklık-prevalans Almanya:%3.2 ABD:%0,39).
Peyronie hastalığı özellikle yüksek kolesterol, şeker-diyabet hastalarında ve hipertansiyon ve beta bloker ilaç tedavisi alan erkeklerd daha sık olarak saptanır. Bununla beraber, penise uygulanan işlemlerde, sonda takılması ve kamera ile yapılan taş ameliyatlarında, prostat lazer ameliyatlarından sonra nadiren de olsa eğrilik yani peyronie hastalığı gözlenebilir. Peyronie hastalığının nasıl oluştuğuna dair en çok kabul gören teori ise yıllar içinde cinsel ilişkilere ve pozisyonlara bağlı tekrarlayan ve aynı yönde olan zorlanma ve mikrotravmalar ve bunlara bağlı oluşmuş açılanma ve zardaki nodül benzeri şişlikler olarak düşünülmekte! Ben de bu fikre katılmaktayım!
Peyronie hastalığı penisin eğrili ile gidem iyi huylu bir hastalığıdır. Peniste plak oluşumu görülür. Hipertansiyon, diyabet ve Dupuytren, Leddehose ve Paget hastalığı gibi romatizmal hastalıklar ile birlikte de olabilir.Ağrılı ve ağrısız olarak iki dönemi vardır. Cinsel fonksiyonlarda bozukluk yapabilir. Kesin çözümü cerrahi tedavidir. Fakat özellikle erken dönemde yakalanırsa ilaçla tedavisi mümkündür.
E VİTAMİNİ, POTABA, KOLŞİSİN, TAMOXİFEN, NSAID ilaçlar gibi ağızdan alınan tedaviler ile ilk bir yıllık erken dönemde yakalanırsa %50-75 arasında başarılı olabilir.
Ayrıca plak içine iğne ile yapılan INTRALEZYONEL ENJEKSİYON tedavileri de yine erken dönemde %60-70 civarında başarı gösterebilir.
Tüm bunlara cevap alınamayan durumlarda ameliyat seçenekleri göz önüne alınmalıdır. Eğrilik düzeltici ameliyatlar yapılabileceği gibi, sertleşme problemi olan ileri derece Peyronie hastalarında penis protezi operasyonu da uygulanabilir. Uzman hekimin hasta bazlı değerlendirmesi en önemli husustur.
PENİS(PENİL) PROTEZ AMELİYATI-MUTLULUK ÇUBUĞU
Mutluluk Çubuğu (Penis Protezi) Nedir?
Halk arasında mutluluk çubuğu olarak adlandırılan penis protezleri , ereksiyon problemi için cerrahi bir operasyonla takılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi ereksiyon hapları , vakum cihazları, enjeksiyon tedavisi gibi tedavilere cevap alınamaması durumunda da ereksiyon probleminin kalıcı ve tek çözümüdür. Özellikle diabet (halk arasında bilinen adıyla şeker) hastalarında ve prostat kanserinin radikal tedavisi sonrasında sık görülen bir problem olan sertleşme bozukluğunun kalıcı bir çözümüdür. Penis protezi ameliyatları farklı bir durum oluşmadığı sürece yaklaşık olarak 1- 1.5 saat sürmektedir. Peniste bulunan süngerimsi dokuların ameliyatla kaldırılması sonucu boşalan kanallara silindir şeklinde 2 adet mutluluk çubuğu yerleştirilir. Penisin boyu ameliyat esnasında hekim tarafından ölçüm çubuğu ile ölçülür ve sizin anatominize (penisinizin boyuna) en uygun olan protez takılır. Silindirler tamamen deri altına gizlenecek ve dışarıdan kesinlikle farkedilmeyecek şekilde özel bir cerrahi operasyonla uygulanır. Mutluluk çubuğu taktıran hastalar istedikleri zaman cinsel ilişkiye girebilirler.
Mutluluk Çubuğu Çeşitleri / Modelleri Nelerdir?
Mutluluk çubukları toplamda 3 farklı çeşitten oluşmaktadır.
• Tek parçalı bükülebilir mutluluk çubuğu / penis protezi
• İki parçalı yarı sert mutluluk çubuğu / penis protezi
• Üç parçalı şişirilebilir mutluluk çubuğu / penis protezi
•
Tek Parçalı Bükülebilir Mutluluk Çubuğu ile Üç Parçalı Şişirilebilir Mutluluk Çubuğu Arasındaki Fark Nedir?
Tek parçalı ( Malleable ) mutluluk çubuğu, üç parçalı mutluluk çubuğu gibi ilişkiye girmeniz için gerekli olan sertliği elde etmenizi sağlar. 2 protez çeşidinin de anatominize uygun farklı çap ve boyları bulunmaktadır. En uygun çap ve boy ameliyat esnasında hekim tarafından gerekli ölçümler yapılarak belirlenir ve operasyon gerçekleştirilir.
Aralarındaki en önemli fark ise malleable protez sürekli ereksiyon halinde kalır ve 135 derecelik bir bükülme açısına sahiptir. Kullanmak istediğiniz zaman elinizle dik bir hale getirir ve ilişkiye hazır hale gelirsiniz. İlişki bittikten sonra elinizle penisi bükerek iç çamaşırınızın içerisine yerleştirerek saklayabilirsiniz. 3 parçalı protezde ise sertleşme probleminizden önceki ereksiyon nasılsa 3 parçalı protezde de aynı anatomik özellikler sağlanır. Testis torbanıza yerleştirilen pompa sayesinde doğal görünümüyle sönük halde bulunan protezi şişirerek penisinizi ilişkiye hazır hale gelirsiniz. Dilediğiniz kadar kullanıp ilişki sonunda pompada bulunan indirme butonu sayesinde sönük hale getirerek tekrar doğal görüntüsünü sağlarsınız. Her iki üründe ömür boyu garantiye sahiptir.
Mutluluk Çubuğu (Penis Protezi) Dışarıdan Belli Olur mu?
Cerrahi operasyonlar ile takılan mutluluk çubukları tamamen derinin altına gizlenir ve dışarıdan kesinlikle belli olmaz. Kişi ilişkiye girmeden önce üç parçalı protezdeki pompaya birkaç kez basarak şişirme işlemini gerçekleştirir. Yeterince şişen protez ilişkiye hazır hale gelir. Görüntüsü ve duruşu doğal görüntüyle tamamen aynıdır.
Malleable protezde ise elinizle dik hale getirir ve kullandıktan sonra sağ veya sola bükerek gizli hale getirirsiniz. Tek parçalı protezler 3 parçalı protezlere göre kullanımları daha basit ve pratiktir ancak uzun süreli kullanımlarda 3 parçalı protez kadar doğal görünümü yoktur. Ancak bu protez de partneriniz tarafından ve dışarıdan fark edilmez

